Ana Sayfa Ekonomi 14 Temmuz 2022 140 Görüntüleme

FÖŞ haykırdı: Ekonomide Tüm Kötülüklerin Anasını Açıklıyorum!

Mübarek Kurban Bayramı’na dayak manyağı olmuş TL, resmisi %80 enflasyon, %20’yi aşan işsizlik, $50 milyara yaklaşacak cari açık ve tabii ki tüm bu felaketlerin sorumluluğunun Dış Güçlere yüklenmesi geyiği eşliğinde giriyoruz. Size mutlu bir Kurban Bayramı dileyeceğim, ama eğer Bayram’ı mutlu geçirecek kadar enseniz kalınsa, muhtemelen Maldivler ya da Bahama gibi benim kapsama alanım dışında bir yerde keyif çatıyorsunuz.

O zaman, tersini yapalım. Niye mutsuzuz?  Nedir bizi yakıp kavuran bu ekonomik felaketlerin nedeni?  İki neden var. İlki Başkanlık Rejimi adını verdiğimiz tek adam, tek parti, tek ses, tek boy yönetim    tarzı.  Hele O Adam ekonomiyi gördüğünde mertek sanıyorsa, işimiz bitti demektir. Ama, ekonomi yönetimi özelinde tüm Kötülüklerin Anası serbest piyasa sistemine gereksiz ve amaçsız müdahaleler.

Ben köküne kadar Sorosçocuğu, Rockefeller’in poker arkadaşı, ihtiyar bir kapitalistim, ama serbest piyasasının kendi başına bırakılırsa bir ülkeyi uçuruma sürükleyecek kadar dengesiz olduğunu da bilirim—acı tecrübelerle.

Serbest piyasa sürekli ve acımasız bir şekilde kamu organları, yargı ve vatandaşlar adına hizmet veren STÖleri tarafından denetlenmeli. Yoksa, ya tekeller halkın kanını emer, ya da mali piyasalar  haftada bir krize girer.

Ama, serbest piyasaya müdahalenin kuralları da bellidir. Önce, somut bir şekilde serbest piyasanın iç dinamiklerinin toplum zararına sonuç ürettiğini ispat edeceksin. Sonra da, müdahalenin performansı düzelteceğini kanıtlayacaksın.

Tabii, bizim yerli ve milli sistemimizde işler böyle dönmüyor. O Adam’ın istedikleri dışında bir sonuç ortaya çıkıyorsa, derhal müdahale ediliyor. Üstelik, müdahale karakucak, önü-arkası düşünülmeden, Paşa’ın kızgınlığı geçsin diye yapılıyor.

Sonuçta, ortaya çıkan serbest piyasa rejimi ile kumanda ekonomisinin en beter yönlerini uhdesinde taşıyan bir mütant. Örnek?  Yüksek faizle enflasyon düşmez tezi malum, onu geçelim. Kar marjı %1 olan süper-marketlere sopa atarak gıda fiyatlarını düşürme girişiminin çiftçiyi aç bıraktığını da gördük, örnek olarak vermek fuzuli olur.

Ama, bir şirkete “Ulan hergele, senin döviz mevduatın ihtiyacından fazla, sen “mali kar” elde etmeyi hedefliyorsun galiba?  Sökül o mangizleri, ya da san kredi mredi yok, artık hammdadeyi Ananın takıları ile alırsın” demek nasıl bir uygulamadır ki?

Hadi işlediniz bu haltı, ama fiiliyatta hiçbir bankanın bu kuralları uygulayacak veri tabanına sahip olmadığını da mı bilmediniz?  Bir mevzuat değişikliği yaptınız, arkasından 3 kere de değişikliği değiştirdiniz. Amaç TL’nin değer kaybını engellemekse, mevzuatın yürürlüğe girdiği günden bu yan tam tersi oldu.

Türkiye de farma sanayini öldüren garip bir ilaç tavan fiyat uygulamasından, içki-sigaraya yapılan insafsız zamların kaçakçılığı teşvik edip Hazine’yi vergiden mahrum etmesi ve ülkede artık kiralık konut kalmamasına kadar hangi cepheye gözümüzü çevirsek, böyle amaçsız, keyfe keder, dostlar alışverişte görsün mahiyetinde müdahaleler mebzul.

Peki, bu saçmalık bize ekonomik olarak nasıl bir maliyet çıkartıyor?  Videomu izleyin, cevaplar bende.

Ekonomist Atilla Yeşilada: “Kur artışı, KKM hesapları terk edilmesin diye, hesap sahiplerine ekstra faiz hediye etmek için olabilir”

Why Erdogan Will Never Win Another Election?

Tema Tasarım | Osgaka.com