Ana Sayfa Ekonomi 25 Mayıs 2022 149 Görüntüleme

Süper bono ve kamu gayreti: Süper bono TL’ye değer kazandırır mı?

Türk Lirası son iki haftadır değer kaybetme sürecine bu hafta da benzer bir seyirde başladı. Ancak gün içinde artan ve Kabine toplantısı ardından açıklaması beklenen enflasyon korumalı tahvil söylentileri TL’ye değer kazandırmakta. Satışların kaynağı ne olarak izlenemese de, Kur Korumalı Mevduat’ın ilan edildiği güne benzer şekilde kamu marifetiyle döviz satışları ile TL’ye destek veriliyor olması muhtemel.

Euro/TL haftaya 17,00 seviyesinin üzerine çıktıktan sonra neredeyse tüm kazançlarını sildi ve 16,85 seviyelerinde işlem görmekte. Euronun haftaya hızlı başlamasının ardında Avrupa Merkez Bankası’na yönelik beklentilerle euro/dolar paritesinin %1’in üzerinde artmasının etkisi vardı. Böylece euro/TL, 20 Aralık 2021’den bu yana ilk kez 17,00’nin üzerinde işlem görmüş oldu.

Dolar/TL tarafındaysa, geçen hafta 15,99’u gören parite, haftaya 15,97’ye tırmanarak başladı.  İzleyen satışlarla 15,75’lere kadar geriledi ve şu anda 15,8 civarında denge arayışında.

Enflasyon korumalı tahvil döviz sattırır mı? 

TL’deki görece değer artışında Kabine toplantısı ardından enflasyona endeksli tahvilin açıklanacağı beklentisi var. Detaylar net değil ancak piyasa son üç haftadır söz konusu tahvilin açıklanmasını bekliyor.

Enflasyona endekslenen tahvil ile, ya da enflasyon korumalı tahvil ile bankalardan TL mevduatlarından kaçış başlayabileceği, ghatta KKM dönüşlerinden de bu tahvile dönüşle mevduat bazının olumsuz etkilenebileceği endişeleri dillendirilmekte.

Diğer yandan hükümete yakın basında çıkan yazılara göre enflasyon korumalı tahvil sadece döviz bozduranlara satılacak.  TL sahipleri veya borsadan çıkarak bu tahvili almak isteyenlere bu tahvil kapalı.

TL’de değer kaybının beklendiği dönemde döviz mevduat sahibi yaklaşık 138 milyar dolarda anlamlı bir çözülme beklemek gerçekçi değil. Keza, dövizde sıçrama oluştuğunda anlık kazanç elde edilebilirken, TL’de değer kaybının enflasyona yansıması yaklaşık altı aylık bir süre içinde oluyor.  TL’nin baskı altında tutulması, dış ekonomik gelişmeler ve içeride yapılan büyük para politikası hataları sonucunda ise TL’de biriken gerilim değer kaybı döneminin yaklaştığı beklentisi yaratıyor.  Artan cari açık, dış borç ödeme baskısı, merkez bankası rezervlerinin swap hariç eksi 52 milyar dolar olmasına rağmen devam eden gizli satışlar ve tabi artan enflasyon TL’nin 2022 ikinci yarısında değer kaybedeceği beklentilerini güçlendirmekte.

Ekonomide durum bu ve TL hakkında beklentiler bu yöndeyken, enflasyona endekslenen tahvil çıkartarak KKM’ye katılmayarak iyice kemikleşen döviz mevduatlarında anlamlı bir çözülme beklemek zor. Basına sızdırıldığı şekliyle vadenin 1 yıl olması halinde talep zaten daha da düşük olabilecek gibi görünüyor.

TL mevduat sahibinin alabilmesi halinde ise enflasyona endeksli tahvilde oluşacak talep daha güçlü olacaktır.  Ancak döviz rezervlerini eriten hükümet açısından hedef zaten döviz mevduatlarında çözülme yaratmak.  Bahsi geçen 15 milyar dolarlık beklenti sadece yılbaşından bu yana kamu kaynaklarından kabaca 30 milyar dolar satıldığı hesaba katılırsa büyük bir “güç” değil TL’deki yapay bahar havasını sürdürmek adına.

Hazineye yaratacağı yüksek faiz yükü, enflasyon beklentilerinde daha da bozulma ve enflasyonlu düşürmek için hiç bir çaba olmadığı hükümet politikalarına bakarak enflasyona endeksli tahvilden vazgeçilmesi yerinde bir karar olacaktır.

Kabine ardından yapılacak açıklamalar söz konusu enflasyona endeksli tahvilin akıbeti, detaylarını kavramak açısından önemli.

İzliyor ve yorumluyor olacağız.

GA.

Tema Tasarım | Osgaka.com